hatirlasevgili
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
hatirlasevgili

Hatirla sevgili dizisindeki gercek ve cikarsiz dostluk, 70'lerin asklari, fedakarlik ve devrimci genclik + defne&deniz, isik&yasar aski detaylari ve genc oyuncular hakkinda bilmek istedikleriniz hepsi ve daha fazlasi burada :)
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 GEVEZE ..! belçim&yılmaz..(orhan tahsinin kaleminden..)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 03/09/07

GEVEZE ..! belçim&yılmaz..(orhan tahsinin kaleminden..) Empty
MesajKonu: GEVEZE ..! belçim&yılmaz..(orhan tahsinin kaleminden..)   GEVEZE ..! belçim&yılmaz..(orhan tahsinin kaleminden..) EmptyPaz Eyl. 09, 2007 10:40 pm

GEVEZE ..! belçim&yılmaz..(orhan tahsinin kaleminden..) 4

"Gevezelik"

Orhan Tahsin

05.08.2006

Yarım kalan yazılarım vardı ya. Daha doğrusu, "Devamı olan" yazılar. Çayır'lı, Çimen'li bir yazımız da var.
Adlarını "aydın"a çıkaranlar düşünür, taşınır geçinenler, "ulema" sayılanlar, Türkiye'nin yıllanmış sorununa ad koymak için çırpınıp duruyorlardı ya."Sorun"la ilgili olarak gevezelik edip duruyorlardı.
Hep aynı "nakarat" da diyebiliriz.
Ara nağmeleri de hiç değişmiyordu:"Açlık, işsizlik, eşitlik" Bu nağmeler, bu nakaratlar Güneydoğu'nun Fecdal şatolarında Kasrı Konca'lardan, havalara dolar yağdırılan düğünlerden, altınların tartıldığı, havalarda mermilerin uçuştuğu, şarjörlerin çocuklar tarafından doldurulduğu silahlardan mermi sesleri yükseliyordu. Damada 350 milyarlık BMW armağan edilirken, geline kilolarca altın takılırken "yoksulluk, işsizlik, şitsizlik edebiyatı" yapılıyordu.
O edebiyatı yapanlar da, aldıkları milyarlık emekli aylıkları yüzünden adı "kıyak"a çıkanlardı.
Yani, parmak kaldırılarak "kıyak çekilen" kişiler. Bu kişilere beş para etmez esprileri ile beş trilyonu götürenler "artist ve oyuncu tayfası" da katılıyordu. Son olarak nağmelere, nakaratlara bir başka "name" eklenmişti. Name denilen de dağlara gönderilen bir mektup!.. Mektubun Arapça, adı "name" ya!. Kürtçe'sini de o nağme yapanlara sormak gerek. Yılmaz Erdoğan, "günde üç gün Hakkarili'yim" diyen bir artist, dağlara, kırlara bir mektup yazmış, düşünür, taşınır, aydın, ulema geçinenler tarafından yere göğe konulamamıştı. Aman efendim, ne nağmeler yapılmıştı. Aslında, o nağmeye, o mektuba şıkıştırılan sözlerin çoğunu ezbere biliyorduk. O mektupta, "silahlar susmadan sebebi konuşmaya imkan yok.""Kimseyi haklı bulmuyorum, kimseyi haksız da bulmuyorum." "Kimse genç ölmesin dağlarımızda""Kader kurbanları" Arada bir ezberleri bozuluyor, bir süre sonra yine aynı sözlere başlıyorlardı. Söyleyecek başka sözleri yoktu ki..."Kimse ateş etmesin kimseye, hiç bir gerekçeyle, hatta kendini savunmak için bile!."Böyle diyordu Erdoğan "kimse" dediği askerlerimizdi, subalarımızdı. "Dağlarda ölmesin gençler dedikleri de PKK örgütünün militanları!. Aslında, o mektuptan söz etmeye bile değmezdi ya..

Gevezelikten öteye gitmeyen sözlerdi.
Önceki gün biz bu gevezeliğe "mim" koymuştuk.
Çayır'lı, Çimen'li, düğünlü, derneklerle sözlerle!.
Aşiret reisi bir milletvekilinin Çimen adlı yeğeni evelenmişti de!.
Aşiret reisi dillere destan bir düğün yapmıştı da!.
Takılan altınlar 20 kiloyu geçmişti de..
Damada BMW'ler armağan edilmişti de...
100 koyun kesilmişti de...
Kamyonlarla pilavlık pirinç taşınmıştı da...
Güneydoğu insanı yoksuldu ya!.
İtilip kakılıyordu ya.
O haberi okuyun, "itilip kakılmışlığa" "yolsuzluğu" öğrenin!.
O sözlerin "gevezelik"ten öte bir anlam taşımadığını anlayın!.
Çayır, Çimen diye diye, gevezelikleri okuya dinleye, bir "düğün evi"ne daha uğramıştık.
Kahramanımız yine Yılmaz Erdoğan'dı, "damat bey" olarak karşımızdaydı.
Gelinimizin adı da ilginç bir rastlantı "Çimen"liydi, Belçim!.
Belçim, Kürtçe'de "Çimen yaprağı" demekti!.
Bu mutluluğun bir de "artı"sı vardı:
Kızımız, tarihe "Şeyh Sait isyanı" diye geçen ve o isyanı başlatan kişinin torunu idi.
Düşünür, taşınır, ulema ve artisi ve takımına sorarsanız, "Geçmişi parlak bir torun" idi.
Dilerseniz, gazetelere yansıyan haberi birlikte okuyalım.
Başlık şöyle:
"Erdoğan, Şeyh Said'in torunu ile evleniyor"
Habere de bir göz atalım:
"Yılmaz Erdoğan, 1.5 yıl önce BKM'ye oyuncu olarak başlayan ve Şeyh Said'in soyundan gelen 23 yaşındaki Kürt kızı Belçim Bilgin'le önümüzdeki eylül ayında nikah masasına oturacağı öğrenildi."
Yılmaz Erdoğan'ın adı "Çimen yaprağı" anlamına gelen Belçim Bilgin'le bir yıldır birlikte olduğu bildirildi.
1983 doğumlu olan Belçim Bilgin 2001'de Hacettepe Üniversitesi Bilgi-Belge Yönetimi Bölümü'nde yüksek eğitimine başladı. Ancak, lise yıllarında amatör olarak tiyatroyu deneyen Belçim Bilgin oyuncu olmayı düşünüyordu.
Muhafazakâr ailesini ikna etmeyi başaran genç kız, 1,5 yıl önce bir arkadaşının aracılığıyla Yılmaz Erdoğan'la tanıştı.
Erdoğan'ın hocalık yaptığı BKM Workshoplara katılan Belçim Bilgin, bir oynak rol almadı; ama her zaman Yılmaz Erdoğan'ın himayesi altında oldu.
Iraklı Kürt yönetmen Hıner Saleem'in filmi "Sıfır Kilometre"de başrol oynayan Belçim Bilgin, Cannes Film Festivaline katıldı. Geçen yıl Uluslararası 58. Cannes Filim Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan "Sıfır Kilometre"nin kamera ve negatifleri ise Yılmaz Erdoğan ile BKM metin yazarı Muhsin Kızılkaya tarafından sağlanmıştı.
Belçim Bilgin yüksek öğrenimini sürdürürken, Yılmaz Erdoğan'ın teklifi ile gelmiş, sonra da film başrol oyuncusu seçilmişti.
Belçim Bilgin film gösterisine girdikten sonra verdiği bir ropörtajda ise: "BEN TÜRKİYE'DE YAŞAYAN BİR KÜRT OLARAK, BÖYLE BİR FİLMDE OYNAYARAK, ORADA YAŞANANLARIN DÜNYAYA AKTARILMASINDA BİR ROL OYNADIYSAM BU BENİ MUTLU EDİYOR. BU FİLMİN HİKAYESİNİN GERÇEK YAŞAMDAN ALINMASI, ORADA YAŞAYAN İNSANLARIN ACILARINI ANLATIYOR OLMASI, BENİM VE AİLEM İÇİN YETERLİ SEBEPTİ. TABİİ Kİ BUNUN YANINDA KÜRT DEĞERLERİ İLE BÜYÜMÜŞ OLMAM YETERİNCE ETKİLİ" demişti.
Belçim Bilgin bir başka ropörtajında da şunları söylemişti:
"Şeyh Said benim babamın dedesi. Daha doğrusu dedesinin büyük abisi. Anne tarafından ise bütün örf ve adetleri ile TAM BİR AŞİRET KÜLTÜRÜ İLE BÜYÜDÜM. HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAYAN, YOKSUL İNSANLARIN HİKAYELERİNİ DİNLEDİM. HAYAL KIRIKLIĞI DERKEN KÜRTLERİ KASTEDİYORUM" demişti.
Haberin bir köşesine Şeyh Said'in fotoğrafı, bir başka köşesine de damat adayı Yılmaz Erdoğan ile gelin adayı Belçim'in fotoğrafları iliştirilmiş.
Belçim Bilgin'in çok şık, çok havalı fotoğrafının yanında da şu cümleler bulunuyor:
"BELÇİM BİLGİN, geçen yıl "SIFIR KİLOMETRE" filminin galasına JOHN GALLİANO'NUN DİKTİĞİ OTUZ BİN EURO'LUK (60 milyar lira) KIYAFETLE KATILMIŞTI."
Başlıklar, haberler, resim altları böyle!. Gazetelerde yayımlanan haberlerin noktasına, virgülüne bile dokunmadan yalnızca Türkçe hatalarını düzelttim. Büyük gazetelerimizde Türkçe bilenlerin sayısı öylesine az ki!.
Kimi cümleleri de büyük harflerle yazdım. Birilerinin gözbebeklerine otursun, diye.
Belçim kızımız, Türkiye'de yaşayan bir Kürt olarak, orada (yani Türkiye'de) yaşananları dünyaya aktarmış, acılarını anlatmış!.
Sanırım, dünya da durumu iyice algılamıştır. Aç, açlık edebiyatı yapanların (30 bin Euro'luk iki otomobil, bir ev parası) kıyafet giydiklerini de görmüştür.
Belçim'in tanıtmak istediği belgede açlık sınırı 30 bin Euro'dan, yoksulluk sınırı da 350 bin liralık BMW'den ve 20 kilo altından başlıyor ya!.
Söze Yılmaz Erdoğan'ın mektubuyla başlamıştık.
Kimilerine göre şiir gibi bir mektuptu.
Kimilerine göre ise laf kalabalığı idi, "gevezelik" idi!.
Yılmaz Erdoğan'ın mektubu için benim de söyleyeceğim bir çift söz var:
Anlaşılan oyuncumuz ve kayınçomuz aşka gelmiş, çimin çimenin, dağın sevdası ile o mektubu kaleme almış!.
Aşk insana neler yazdırıyor!.
Gevezelik bile ettiriyor.
Ne güzel türküdür o:
"Çayır çimen geze geze
Oldum ben bir geveze
Kızına gönül verdim
Darılma hanım teyze"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hatirla-sevgili-genc.yetkin-forum.com
 
GEVEZE ..! belçim&yılmaz..(orhan tahsinin kaleminden..)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hatirlasevgili :: Your first category :: Your first forum :: BELÇİM BİLGİN ERDOĞAN-
Buraya geçin: